Bundan birkaç yıl önce pazarlama dünyasının odağına yerleşmeye başlayan Z kuşağı, pandemi sonrası yeniden dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Marka yöneticileri olarak bildiğiniz
Son aylarda tüm dünya düzeninde değişikliğe gidilmesine yol açan Covid-19 salgını; hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelen sosyal medya kullanımını gittikçe yükselişe geçirerek
‘‘ Ne Kadar Mobil O Kadar Verimli’’ Mobil cihazlar ve dijitalleşme sadece toplumsal süreçleri etkilemekle kalmadı, iş yapma şeklimizi ve çalışma düzenimizi
Günlük hayatta insanları tanıtırken ya da bahsederken nasıl belli başlı tanımlamalar yapıyorsak bu durum, markalar için de geçerlidir. Marka kimliği; hedef kitlenin
Markalaşma sürecine etki eden faktörlerin başında gelen marka ismi; sektör fark etmeden rekabetin gittikçe büyüdüğü modern çağda, rakiplerden ayrılmak için fark yaratan
Son 20 yılın üzerine en fazla düşünmemiz gereken konularından biri, iklim ve çevre değişimleri oldu. Zaman zaman markaların kriz iletişim planları kapsamında
Optimizasyona karşı inovasyona, sürekliliğe karşı değişime ağırlık vererek geleneksel mecralara meydan okuyan ve yeni yönetim kuşaklarının oluşmasını sağlayan sosyal medya kısıtlamalar veya
Pandemi Market Alışveriş, Alışkanlıklarını Nasıl Etkiledi, Tüketiciler Online Alışveriş Yapmaya Alıştı mı? Koronavirüs sınırlamaları ve hijyen kaygısı alışveriş alışkanlıklarına da yansıdı. Tüketiciler
Aynı sektöre ait farklı markaların ortaklıkları; daha etkin pazarlama yönetimi, kaynakların verimli kullanılması ve güç birliği yapılması gibi avantajlı yönleri olduğu için
Başarılı iletişim planlarının hayata geçebilmesi için yaratıcı çözüm ortakları ile marka yöneticilerinin arasında güçlü ve çözüm odaklı bir diyalogun gelişmesi önemlidir. Marka
