Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Türker Baş Pandemi Döneminde Mutlu Kalmanın Sırlarını Dwt Mandalina için Açıkladı 

Pandemi döneminde mutlu kalmak mümkün mü? 

COVID-19 milyarlarca insanın hayatını alt üst etti. TÜİK’in yayınladığı rapor da dahil olmak üzere, 100’ün üzerinde ülkede yapılan araştırma sonuçları, son 20 yılın en karamsar günlerini yaşadığımızı gösteriyor. Peki, bu zor dönemde mutlu kalmayı başarabilir miyiz? 

Nazi kamplarında yaşadığı inanılmaz zorluklara rağmen ruh sağlığını korumayı başaran ünlü Psikiyatrist Prof.Dr. Victor Frankl’e göre, “Bizi mutsuz eden başımıza gelenler değil, onlara verdiğimiz tepkidir.” 

Bugün çevremize baktığımızda da insanların pandemiye farklı şekillerde tepki verdiklerini, mutluluk ve mutsuzluğumuzda bu tepkilerin belirleyici olduğunu görüyoruz. 

Dolayısıyla bu dönemde mutlu kalabilmek için;
1. Pandeminin psikolojimizi nasıl etkilediğini doğru anlamalı, 

2. Tepkilerimizi yönetmeyi öğrenmeliyiz. 

Peki, pandemi psikolojimizi nasıl etkiliyor? 

Pandemi ile birlikte insanlar kendilerini daha yalnız hissetmeye başladılar. Uzaktan çalışma, uzaktan öğrenim, restoran, kafeterya gibi sosyalleşme mekanlarının faaliyetlerine ara vermesi insanların evlerinde izole olmalarına yol açtı. 

Mutluluk Araştırmaları Enstitüsü’nün 97 ülkeyi kapsayan araştırma sonuçları, bu durumdan en fazla gençler, bekarlar/partneri olmayanların etkilendiğini gösteriyor. Örneğin; 18-24 yaş arası gençlerin %36’sı kendisini çeresizlik düzeyinde yalnız hissederken bu oran 65 yaş ve üzeri için %16. Arada çok büyük bir fark olmamakla birlikte kadınlar kendilerini erkeklere göre daha yalnız hissediyorlar. 

Öyleyse evde yaşayan insan sayısı arttıkça, pandemiye olan direncin de artacağını söyleyebilir miyiz? 

Maalesef. Çözüm bu kadar basit değil. Örneğin; aynı evde 3 ve daha fazla kişiyle yaşayanların kendilerini yalnız hissetme oranı, tek başına yaşayanlardan daha yüksek. Ailelerde dahi çocuk sayısı 3’ü geçtiğinde fertler kendilerini daha yalnız hissetmeye başlıyorlar. Dolayısıyla burada kişi sayısından çok ilişkilerin kalitesi önem kazanıyor. 

Örneğin; derdinizi paylaşabilecek, sizi içtenlikle dinleyecek 4 ve üzeri yakınınız varsa yalnız yaşasanız dahi, bu durum psikolojinizi olumsuz etkilemiyor. 

Bu dönemde ruh halimizi olumsuz etkileyen en yaygın endişeler neler? 

Burada ilk akla “hastalanma”, “ölüm” ve “işsiz kalma” endişeleri gelebilir. Ancak araştırmalar ”hastalanmanın” üçüncü, “işsiz kalmanın” dördüncü, “ölüm” endişesinin ise beşinci sırada olduğunu gösteriyor. 

İlk sırada ise “bir yakınını kaybetme” endişesi yer alıyor. İkinci sırada ise “ya okullar açılmazsa” endişesi var. Çünkü uzaktan öğrenim, bu dönemde hem öğrencilerin hem de ailelerin günlük yaşantılarını en olumsuz etkileyen gelişme oldu. 

Peki, insanlar pandeminin olumsuz etkileriyle nasıl mücadele ediyorlar? Hangi yöntemler sonuç veriyor? 

Araştırmalar, kısa yürüyüşler yapmanın bu dönemde en çok kullanılan ve en olumlu sonuçlar veren yöntem olduğunu gösteriyor. Bu nedenle tüm günü kapalı ortamda geçirmek yerine, 15 dakikalığına da olsa dışarı çıkmanızı tavsiye ediyor. 

Bu dönemde hobilere yönelmek çok fazla kullanılmamakla birlikte en fazla rahatlama sağlayan ikinci yöntem. Hobiler ayrıca hiç kimse ile fiziksel etkileşime girmeyi gerektirmediğinden oldukça güvenli bir alternatif. 

Bilgisayar ve video oyunları ise, ilk başta bir rahatlama hissi verse de orta vadede kişiyi yalnızlaştırdığından psikolojik sorunların artmasına yol açıyor. Oyunlar sırasında kurulan ilişkiler son derece yüzeysel olduğu için insanlar kendilerini kalabalıklar içerisinde yalnız hissediyorlar. 

Aynı durum sosyal medya için de geçerli. Instagram ya da Facebook üzerindeki binlerce bağlantı, yüzlerce beğeni, gerçek bir dost ile merhabalaşmanın sıcaklığını vermiyor. Milyonlarca hayranı olan aktörlerin, sanatçıların kendilerini yapayalnız hissetmeleri, intihara kadar giden psikolojik sorun yaşamaları da bu yüzden. 

Dolayısıyla pandemi döneminde sosyal medyayı kullanırken çok dikkatli olmalı ve buradaki bağlantıları gerçek dostlukların alternatifi olarak görmemeliyiz. 

Bu dönemde aile fertleri ve yakın arkadaşlarla bir araya gelmek zor ve riskli olabilir. Ancak her gün iş konuları dışında birkaç sosyal telefon görüşmesi yapmanın üzerinizdeki stresi büyük ölçüde azaltacağından emin olabilirsiniz. 

Türkiye’de oldukça az kullanılmakla birlikte, meditasyon ve mindfullness aktivitelerinin pandeminin yarattığı kaygının azaltılmasına oldukça etkili olduğunu biliyoruz. Ayrıca bu konuda çok sayıda ücretsiz uygulama ve servis bulunuyor. Son olarak pandemi döneminde formumuzu korumaya özen göstermeliyiz. Fiziksel aktivitelerin, yalnız fiziksel sağlığımız değil, zihinsel sağlığımız açısından da oldukça kritik olduklarını ve yaşam memnuniyetimizi doğrudan etkilediğini unutmayalım.

Prof. Dr. Türker Baş

Yorum Bırakın