Pandemi ile bir yıldır mücadele ediyoruz; tüm dünya ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak bu süreçten etkilendi. Ancak etkinin ne boyutta olduğu, nelere yol açacağı ve hem işletmelere hem de günlük hayatımıza nasıl yansıyacağı birer soru işareti olmaya, araştırılmaya devam ediyor.
Bu araştırmaları ve çalışmaları takip etmeye çalışırken dikkatimi çeken bir benzetme var; savaş! Sizin de dikkatinizi çekti mi bilemiyorum; Covid-19 pandemisi hakkında kaynaklarda “Biyolojik Bir Savaş’’, “Yeni Nesil Savaş’’, “Virüslerle İnsanların Savaşı’’ gibi ifadeler kullanılıyor. Bu ifadelerin nedeni elbette ki yaşanan dünya savaşlarına benzer bir ekonomik ve sosyal buhranla karşılaşmamız olabilir. Peki, pandemiyi de bir savaş olarak görürsek ve yarattığı etkileri de savaş zamanlarına benzetirsek bizi bundan sonra neler karşılayabilir dersiniz?
Geçmişe Bakarak Geleceği Bir Ölçüde Öngörebiliriz
Bizim coğrafyamızda geçerli olmasa da 1920’li yılların şartlarını, kültür ortamını duymuşsunuzdur. 1918’de biten 1. Dünya Savaşı sonrasında 1920’li yıllarda Avrupalılar oldukça rahatlamış, eğlenmiş, modaya, sanata yani kültür hayatına imzalarını bırakmıştı. Dönemi anlatan fotoğraflarda, filmlerde ve kitaplarda bu eğlencenin, sosyal rahatlamanın izlerini görebiliyoruz. Bu örnekten yola çıkarak pandemi ile bir benzerlik kurmaya çalışırsak bizi şu şekilde bir tablo karşılayabilir:
2021 yılı durağan geçecektir; tıpkı 1919 yılının dünya genelinde durağan geçmesi, insanların tüketmekten endişe etmesi, eğlenmekten korkması ve yaralarını sarmak için zamana ihtiyaç duyması gibi. 2021 yılında da işletmeler süreci bir araf olarak görecektir. Bu nedenle birden toparlamak, toparlanmak mümkün olmayacaktır. Çünkü insanların yeniden güven duymaya ve zamana ihtiyaçları var.
Kişisel Zevk ve Mutluluk Odaklı Alışveriş Dönemi Başlayacak
2022-2023 yılları toparlanmanın tarihi olabilir; herhangi bir doğal afet, büyük bir sosyal değişim yaşanmadığı sürece insanlar bu tarihler aralığında güvenlerini yeniden kazanacak, hayatın ne kadar kısa ve değerli olduğunu hatırlayacak ve eğlence, mutluluk, kişisel zevkler için tüketim yapacaktır. Pandeminin gölgesinde geçen zamanların acısını çıkarırcasına büyük alışveriş çılgınlıkları olacaktır. Bu süreç için markaların ve işletmelerin hazırlıklarını tamamlamasını öneriyorum.
Markalar Neler Yapabilir?
Online dünyaya alışan tüketici için alışveriş sürecini kolaylaştırmalı, tüketici deneyimini, kullanıcı deneyimini geliştirmeli, sanal asistan için yatırımlarınızı ayırmalısınız. Ancak fiziksel mağazacılık da özlenen bir deneyim; tüketici bu deneyimi, mağaza içinde servis almayı da özledi, mağaza içine de yatırımlar yapmanız, servisinizi geliştirmeniz akıllıca olacaktır. Salgının etkileri ile piyasada az miktarda sıcak para bulunuyor; elbette bu durum tüketimi ve ekonominin işleyişini aksatan bir durum, bu durumu çözecek, tüketicinizin rahatça alışveriş yapmasını kolaylaştıracak yöntemler de geliştirmeniz uzun vadede işinize yarayacak bir diğer taktik.
‘‘Hedef Kitlem Neyi Özlüyor?’’ Sorusunu Mutlaka Sormalısınız
Her marka için bu süreçte çıkarılacak dersler, öngörülebilecek durumlar ve önerilebilecek farklı taktikler bulunuyor. Siz de markanıza uygun taktiksel olanı geliştirmeye başlamadan önce mutlaka ‘‘Hedef Kitlem Neyi Özlüyor?’’ sorusunu sormalısınız. Bu sorunun ardından gelecek yanıtlar ve yeni sorularla doğru taktikleri geliştirmeniz kolaylaşacaktır.
Dwt Mandalina / Nurettin Yay / Ajans Başkanı