Ekonomik daralmaların, öngörülemezliğin veya kurumun finansal sorunlar yaşamasının faturası genellikle iletişim ajanslarına kesilir. Bazı markalar böyle zamanlarda iletişim çalışmalarını ajansla değil inhouse olarak çözmek gibi yanlış olduğunu düşündüğümüz bir yol seçer.
Markaların ekonomik ve verimli, hızlı çözüm olarak gördüğü bu yol eğer arkasında uzun bir eğitim ve planlama sürecine sahip değilse büyük oranda iletişim performansının düşmesine, marka imajının sarsılmasına ve pazardaki konumunu kaybetmesine neden olur. Yerel ve ulusaldaki pek çok markanın inhouse iletişim yatırımını yapmadığı, çalışanları gerekli eğitim ve oryantasyon süreçlerine tabii tutmadan tepeden gelen bir kararla hareket ettiği düşünüldüğünde bu durum iletişim profesyonellerini pek de şaşırtmaz.
‘‘Peki neden inhouse çözümler uzun vadede bu kadar başarısız oluyor, ajansla çalışmaktan farklı olan yanı ne olabilir ki?’’ diye sorular akıllara gelebilir. Bu soruların yanıtını basit düzeyde vermek için ajans işleyişinden de bahsetmek gerekir diye düşünüyorum.
İnhouse çalışan ekibin dünyası sadece bir marka ile sınırlı kalır; bu bir süre sonra üretkenliğe, yaratıcılığa zarar verir. Ortaya tek düze ve rutin işler çıkar. Yaratıcılık festivallerine inhouse çözümlerle katılan markaları görmüyor oluşumuz aslında bu durumu yeterince net şekilde açıklıyor.
Ajanstaysa bir markanın dünyasına sıkışıp kalmak mümkün değildir; ekip başka markalar için de çalışır, yaratıcılığını farklı alanlarda da test eder, farklı olgular arasında bağlantı kurma pratiği devam eder. Bir markaya uzun zamandır aynı ekip çalışıyorsa yaratıcı körlüğün oluşmaması için farklı kişiler markayı devralır. Böylece marka tazelenir.
Bir diğer temel farklılıksa inhouse çözümler için marka genellikle görsel alanlarda deneyimli olan kişileri işe alır. Haliyle strateji, yaratıcı yazarlık, dijital medya uzmanlığı gibi önemli konularda eksiklik yaşanır. Ajanstaysa bir marka için en az 5 kişilik bir ekip farklı alanlarda hizmet verir.
Empati eksikliğinin getirdiği sorunları da atlamamak gerekir; inhouse çalışan kişi bir süre sonra mutsuz olur, çünkü etrafındaki insanlarla aynı veya benzer işleri yapmadığı için anlaşılamaz bu kurumsal iletişim sorunu bir süre sonra performansa da yansır. Ajanstaysa herkes birbirini anlar, rahat ve özgür bir ortamda çalışma şansı bulan ekip yaratıcı işler çıkarır.
Ekonomik kaygılarla inhouse çalışacağız diyen markaların önünde iki seçenek bulunuyor; ya daha fazla bütçe ve zaman ayırmalılar ya da yetersiz iletişim performansları ile yetinmeliler.
Bu ve benzeri daha bir çok neden sıralanabilir; ancak inhouse çözüm konusunda kararlı olan markaların mutlaka süreci planlaması, iletişim ve reklam konusunda eğitim alan kişileri sürece dahil etmesi, en az 5 kişilik bir ekip oluşturması, bu ekibiyse sürekli olarak beslemesi gerekiyor.
Dwt Mandalina / Nurettin Yay / Ajans Başkanı